10 Nisan 2014 Perşembe

Perîşân halk-ı âlem âh ü efgân ettiğimdendir ( Fuzuli )

Perîşân halk-ı âlem âh ü efgân ettiğimdendir
Perîşân olduğum halkı perîşân ettiğimdendir

Ten-i zârımda derd-i aşk gün günden füzûn olmak
Yeten bî-derde tedbîr ile dermân ettiğimdendir

Gözüm kim bağrımın kanın döker perkâle perkâle
Dem-â-dem ârzû-yi la’l-i cânân ettiğimdendir

Değil bi-hûde ger yağsa felekten başıma taşlar
Binâsın tîşe-i âhımla virân ettiğimdendir

Kaçan rüsvâ olurdum, kan yutup sabr edebilseydim
Melâmet çektiğim bî-hûde efgân ettiğimdendir

Hatâ senden değil cismim okundan bî-nasîb olmak
Habâb-ı eşk-i gül-gûn içre pinhân ettiğimdendir

Fuzûlî  ihtilât-ı merdüm-i âlemden ikrâhım
Perî-veşler hayâlin mûnîs-i cân ettiğimdendir

nedim - şarkı (Sadabad'e )

ŞARKI

Bir safa bahşedelim gel şu dil-i nâşâde
Gidelim serv-i revanim yürü Sadâbâd'e.

İşte üç çifte kayık emrimize amfide
Gidelim serv-i revanim yürü Sadâbâd'e.

Gülelim, oynayalım, kâm alalım dünyadan
Mâ-i tesnim içelim çeşme-i nev-peydâdan

Görelim âbı hayat aktığın ejderhadan
Gidelim serv-i revanim yürü Sadflbâd'a.

Gâh varıp havz kenarında hırâmân olalım
Gâh gelip kasrı cihan seyrine hayran olalım.

Gâh şarkı okuyup gâh gazelhan olalım
Gidelim servi revanim yürü Sadâbâd'e.

İzn alıp Cuma namazı deyü mâderden
Bir gün uğnlayalım çarh-ı sitem-perverden

Dolaşıp iskeleye doğru nihfin yollardan
Gidelim servi revanim yürü Sadâbâd'e.

Bir sen u bir ben ü bir mutnb-i pâkîze-edâ
İznin olursa eğer bir de Nedim-i şeyda

Gayri yaranı bugün edip ey şuh feda
Gidelim servi revanim yürü Sadâbfld'a.

şeyh Galib -ateş redifli gazeli

Gül âteş gülbün âteş gülşen âteş cûybâr âteş
Semender-tıynetân-ı aşka besdir lâlezâr âteş

Hemân ey sâkî bir sâgar tutuşdur dest-i dildâra
Gazabla bezme geldi şem'-i meclis-veş yanar âteş
Nesîm âteş çıkardı gonca-i çeşm-i ümîdimden
Bıraktı gülşen-i âmâlime berk-i bahâr âteş

Hayâl-i hasret-i hâlinle âh ettikçe uşşâkın
Şeb-i fürkatta her dem ahterân eyler nisâr âteş

Bana Dûzahdan ey meh dem urur gülzârlar sensiz
Diraht âteş nihâl-i dil-keş âteş berg ü bâr âteş

Mürekkebdir vücûdu tâ ezel yek-pâre sûzişden
Anâsırdan meğer uşşâka olmuşdur dûçâr âteş

Çerâğ-ı bezm-i hecri olduğum yapmış yakıştırmış
Gönül pervânesine vuslat âteş intizâr âteş

Beyân-ı sûziş eyler herkes isti'dâd-ı fıtrattan
Eder berceste âşık mısra'-ı rengîn çenâr âteş

Meğer kilk-i sebük-cevlânın olmuş germ-rev Gâlib
Zemîn âteş zamân âteş bütün nakş u nigâr âteş

Şeyh Galib

Nedim- seni redifli gazeli

Mest-i nâzım kim büyütdü böyle bî-pervâ seni
Kim yetiştirdi bu güne servden bâlâ seni
Bûydan hoş rengden pâkizedir nâzik tenin
Beslemiş koynunda gûyâ kim gül-i ra'nâ seni
Güllü dîbâ giydin amma korkarım âzâr eder
Nazeninim sâye-i hâr-ı gül-i dîbâ seni
Bir elinde gül bir elde câm geldin sâkiyâ
Kangısın alsam gülü yâhud ki camı yâ seni
Sandım olmuş ceste bir fevvâre-i âb-ı hayât
Böyle gösterdi bana ol kadd-i müstesna seni
Sâf iken âyîne-i endamdan sinem diriğ
Almadım bir kerrecik âguuşa ser-tâ-pâ seni
Ben dedikçe böyle kim kıldı Nedim'i nâ-tüvân
Gösterir engüşt ile meclisdeki mînâ seni

Necati - Döne döne redifli gazeli




Çıkalı göklere âhum şereri döne döne,
Yandı kandîl-i sipihrün ciğeri döne döne

Ayağı yir mi basar zülfüne ber-dâr olanun
Zevk ü şevk ile virür cân ü seri döne döne

Şâm-ı zülfünle gönül Mısrı harâb oldı diyü
Sana iletdi kebûter haberi döne döne

Sen durup raks idesin karşuna ben boynum eğem
İne zülfün koca sen sîm-berî döne döne

Ka’be olmasa kapun ay ile gün leyl ü nehâr
Eylemezlerdi tavâf ol güzeri döne döne

Sen olasın diyü yir yir asılup âyîneler
Gelene gidene eyler nazarı döne döne

Ey Necâtî yaraşur mutribi şeh meclisinün
Raks urup okıya bu şi’r-i teri döne döne

NECÂTΠ

Nâilî 'gideriz' redifli gazeli

Gazel
Nâilî

Hevâ-yi aşka uyup kuy-ı yâra dek gideriz
Nesîm-i subha refîkiz bahâra dek gideriz

Pelâspâre-i rindî be-dûş kâse be kef
Zekât-ı mey verilir bir diyâra dek gideriz

Tarîk-i fâkrda hem-kefş olup Senâî’ye
Cenâb-î külhâni-i Lâyhâr’a dek gideriz

Verip tezelzül-i Mansûru sâk-ı arşa tamam
Huda Hudâ diyerek pây-ı dâra dek gideriz

Ederse kand-i lebin, hâtır-ı mezâka hutûr
Diyâr-ı Mısr’a değil Kandehâr’a dek gideriz

Felek girerse Kef-i Nâilî’ye dâmânın
Seninle mahkeme-î kirdgâra dek gideriz