19 Kasım 2016 Cumartesi

Necip Fazıl KISAKÜREK - Utansın ( Günün Özü)

Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!

Hey gidi Küheylan, koşmana bak sen!
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!

Eski çınar şimdi Noel ağacı;
Dallarda iğreti yaprak utansın!

Ustada kalırsa bu öksüz yapı,
Onu sürdürmeyen çırak utansın!

Ölümden ilerde varış dediğin,
Geride ne varsa bırak utansın!

Ey binbir tanede solmayan tek renk;
Bayraklaşamıyorsan bayrak utansın!
 
Necip Fazıl Kısakürek

18 Kasım 2016 Cuma

Hayatı anlamak..

           Seni zorluyor değil mi hayat. Yerden yere vuruyor, bağıra çağıra anlatıyor her şeyi. Kıymetini bilmen için mi ? Yoksa acı çekmeni istediği için mi ? Umurunda mısın acaba ? Ölüyor musun kalıyor musun ? Bence hiçte umurunda değilsin.

           Seni kanatır. Bir tek seni değil herkesi. Tek mutlu olan odur aslında. Çünkü onu kimse üzemez. O sadece üzer. Bazen mutlu ettiği de olmuştur evet hakkını yemeyelim şimdi. Ama verdiği kadar da almadı mı bizden. Verdiğini de aldığında geriye avucunda ne kaldı ? Aşk mı? Sevgi mi ? Huzur mu ? Mutluluk mu ? Sadakat mı ? Güven mi ?  Söylesen ne olur ki geride ne bıraktığını hep kendimiz mi bulmalıyız bunu, kendimiz mi aramalıyız hep...

           Yok mu uğraştırmadan bir şeyleri elde etmek?

           Evet yok !



Sevim SOYTEMİZ



                                                                                                                                                       

5 Ekim 2014 Pazar

10 Nisan 2014 Perşembe

Perîşân halk-ı âlem âh ü efgân ettiğimdendir ( Fuzuli )

Perîşân halk-ı âlem âh ü efgân ettiğimdendir
Perîşân olduğum halkı perîşân ettiğimdendir

Ten-i zârımda derd-i aşk gün günden füzûn olmak
Yeten bî-derde tedbîr ile dermân ettiğimdendir

Gözüm kim bağrımın kanın döker perkâle perkâle
Dem-â-dem ârzû-yi la’l-i cânân ettiğimdendir

Değil bi-hûde ger yağsa felekten başıma taşlar
Binâsın tîşe-i âhımla virân ettiğimdendir

Kaçan rüsvâ olurdum, kan yutup sabr edebilseydim
Melâmet çektiğim bî-hûde efgân ettiğimdendir

Hatâ senden değil cismim okundan bî-nasîb olmak
Habâb-ı eşk-i gül-gûn içre pinhân ettiğimdendir

Fuzûlî  ihtilât-ı merdüm-i âlemden ikrâhım
Perî-veşler hayâlin mûnîs-i cân ettiğimdendir

nedim - şarkı (Sadabad'e )

ŞARKI

Bir safa bahşedelim gel şu dil-i nâşâde
Gidelim serv-i revanim yürü Sadâbâd'e.

İşte üç çifte kayık emrimize amfide
Gidelim serv-i revanim yürü Sadâbâd'e.

Gülelim, oynayalım, kâm alalım dünyadan
Mâ-i tesnim içelim çeşme-i nev-peydâdan

Görelim âbı hayat aktığın ejderhadan
Gidelim serv-i revanim yürü Sadflbâd'a.

Gâh varıp havz kenarında hırâmân olalım
Gâh gelip kasrı cihan seyrine hayran olalım.

Gâh şarkı okuyup gâh gazelhan olalım
Gidelim servi revanim yürü Sadâbâd'e.

İzn alıp Cuma namazı deyü mâderden
Bir gün uğnlayalım çarh-ı sitem-perverden

Dolaşıp iskeleye doğru nihfin yollardan
Gidelim servi revanim yürü Sadâbâd'e.

Bir sen u bir ben ü bir mutnb-i pâkîze-edâ
İznin olursa eğer bir de Nedim-i şeyda

Gayri yaranı bugün edip ey şuh feda
Gidelim servi revanim yürü Sadâbfld'a.

şeyh Galib -ateş redifli gazeli

Gül âteş gülbün âteş gülşen âteş cûybâr âteş
Semender-tıynetân-ı aşka besdir lâlezâr âteş

Hemân ey sâkî bir sâgar tutuşdur dest-i dildâra
Gazabla bezme geldi şem'-i meclis-veş yanar âteş
Nesîm âteş çıkardı gonca-i çeşm-i ümîdimden
Bıraktı gülşen-i âmâlime berk-i bahâr âteş

Hayâl-i hasret-i hâlinle âh ettikçe uşşâkın
Şeb-i fürkatta her dem ahterân eyler nisâr âteş

Bana Dûzahdan ey meh dem urur gülzârlar sensiz
Diraht âteş nihâl-i dil-keş âteş berg ü bâr âteş

Mürekkebdir vücûdu tâ ezel yek-pâre sûzişden
Anâsırdan meğer uşşâka olmuşdur dûçâr âteş

Çerâğ-ı bezm-i hecri olduğum yapmış yakıştırmış
Gönül pervânesine vuslat âteş intizâr âteş

Beyân-ı sûziş eyler herkes isti'dâd-ı fıtrattan
Eder berceste âşık mısra'-ı rengîn çenâr âteş

Meğer kilk-i sebük-cevlânın olmuş germ-rev Gâlib
Zemîn âteş zamân âteş bütün nakş u nigâr âteş

Şeyh Galib